31 Temmuz 2011 Pazar

gerçekleşmemiş dilekler galerisine düştü yolum...

Çekmeceleri karıştırırken rastladım. Bissürüydüler... Üçer beşer kez... ya da belki daha çok aynı şeyleri dilemişim... Değişmemişler... Hala istiyorum. Hala elde edemedim. Gerçekleşmemiş dileklere rağmen hayat devam ediyor. onlar istenmişliği ve reddedilmişlikleriyle bir köşede bekliyorlar... Ama ben onlarsız da yaşamaya devam ediyorum. Olmayacak şeyler mi istedim? Yoksa onlar için kılımı mı kıpırdatmadım? Bilseydim zaten gerçekleşmiş dilek olurlardı. Ya da dilek olmaktan çıkıp amaç olurdu. Dilemek mi önemlidir, istemek mi? Buna kafam takıldı. Aklımın, kalbimin bir ucuyla istediklerim, hiç beklenmedik bir biçimde oluverdi. Oluyor... sonrasında "zamansız mı istedim?" diye şaşıp kalıyorsun... Dilek, ulaşılması imkansız düş anlamına mı geliyor? İstekse, "ihtiyacım var!" çağrısı mı? Evet... bu kelime oyunu falan değil... İstemek ve dilemek arasındaki keskin uçurum... Kuyuya para, taş falan atmak, ağaca çaput bağlamak gibi bir şey dilek... Ama istek net! istekler dilek gibi dile getirilmemeli... ne demekse... çözdüğümde gizemli bir sırrı da çözmüş gibi mi hissedeceğim kendimi... Sırları çözmek insanı korkutur. bilinmeyeni seviyoruz galiba... o yüzden mucizelere düşkünüz... Birden, sürpriz, mucize! şaş-kal! Sevin! Sonra istemeyi ve dilemeyi unut... ta ki yeniden hatırlayana kadar... yeni bir mucizeye kadar... Basitmiş meğersem... bu kadar basit olanı unutup sürüm sürüm sürünmek daha mı iyi? Basit olduğu için inanmıyormuşuz meğersem... salaklık hangisi? basit olduğunu kabul etmek mi? basit olduğunu unutmak mı? hayat insanın kendisiyle dalga geçtiği bir yer! İşin en basit ve güzel tarafı da suçu hep başkalarına atmak! Ya da mutsuz olmanın yolunu bulmak... Bütün dileklerimiz gerçekleşseydi, kesinlikle mutsuz olurduk... Düşün, bir kızı seviyorsun, beni sevsin diyorsun... ama o kız da başka birini seviyor, sen diledin diye seni de seviyor... Ama o da diğer oğlanın onu sevmesini dilemiş... herkes birbirini seviyor... Aaa! ne zor! sevgiyi paylaşacaksın! Yok,  yemezler! değil mi? Egomuz sağlam... tek ben, başkası yok! Dileklerin gerçekleşmemesi  için sağlam bir neden buldum galiba... Şimdiki, günümüz, genel geçer aklımızla, dünyaya ait aklımızla bu böyle... Dileklerim gerçekleşseydi şimdi ben nerde ve nasıl olurdum? Başka birinin hayatını yaşıyor gibi olurdum herhalde... Şimdi olduğum yerden bakınca... o hayatı düşleyemiyorum ki? Düşleyemediğin bir hayatı nasıl dilersin? Bugüne bakıp, işte olmam gereken yerdeyim diyorsun... Nerden biliyorsun? Belki sadece seçimlerinin sonucunu yaşıyorsundur... Paralel evrenlerde belki  dileklerin gerçekleşti... o evrene geçmenin bir yolu var mı? Buna cevap vermez işte! Habire çomak sokar aklın birşeylere... bunu kurcalamaya devam edeceğim galiba... hoşuma gitti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder